CHP DEKİ KIRMIZI FULARLI KADINLARIN MORUMSU HALLERI

Kırmızı renk bazı durumlarda direncin ve zaferin, kimi durumda ise utancın sembolüdür. Che Guevara’yla simgeleşen o meşhur yıldızlı berenin yıldızının kızıl renkte oluşunun yarattığı duygusal aidiyet kadar, baba evinden ayrılan gelinlik kızın namusunun pürü pak olduğuna delalet, gelin beline dolanan kuşağın kırmızı renk seçilmesi de, renk skalası içinde enerjiyi sembolize eden kırmızıya farklı kültürlerde ne ölçüde derin anlamlar yüklendiğine işaret eder.

0
CHP içindeki kadınların ilçe kongresine giderken boyunlarına bağladığı kırmızı fular, kolektif çalışmayı ve nihayetinde zor da olsa elde edilmiş seçim başarısını sembolize ettiği için, kongre sürecinden bu günlere akıllarda kalan önemli bir detay olarak hatırlanır.
Kırmızı fularlı kadınların zaferi, kadınların seçim çalışmalarında üstlendikleri organize rolün bir zafere dönüşmesinde ne kadar belirleyici olduğunu göstermesinin yanı sıra, bundan daha da fazlası, artık bu kadınların olduğu yerde kadına şiddet konusunun kolay kolay zuhur edemeyecek olmasına duyulan inancı perçinlemesiydi.
Kadınların, siyasi partilerin kabullerinde çiçek takdimi yapmaktan başkaca ve daha mühim işlerinin olacağına kırmızı fularlı kadınlarla inanmaya başlamıştık.
Kadın tacizi, kadına şiddet gibi konularda hepimizin ağzının payını vereceğine inandığımız bir kadın kolektifi artık vardı ve onlar varken Akçakoca, kadına yönelik haksızlıklarla anılamayacaktı kolayca.
Toplumun hassasiyetin dönemsel olarak oldukça yüksek olduğu bir ayrımcılık alanında, organize duruşlarıyla umutları yeşerten kırmızı fularlıların, CHP içinde yaşanan kadına şiddet olayı karşısında suskunluğa gömülmeleriyle, bu umutlar maalesef yerini bir kez daha endişeye bıraktı.
CHP Akçakoca İlçe Başkanı Tuğrul Abanoz’un CHP’nin etkili kadın siyasetçilerinden Nazmiye Eskici’ye, partinin il binasında uyguladığı şiddete karşı kırmızı fularlıların sessiz kalması, şiddete dolaylı destek verdikleri şeklinde okunabilir.
Abanoz’un kadına şiddet uygulamasına karşı en hakiki tepki beklendiği üzere kırmızı fularlı kadınlardan gelmeliydi. Kırmızı fularlıların yapacakları kınama, şiddet yanlısı Abanoz’un yüzüne aşk edilmiş bir tokada dönüşmeliydi. Oysaki kadınların suskun kaldıkları bu süreçte bazı partililerin de disiplin soruşturmasına sokulan Abanoz’u aklayacak düzeyde ifade vermeye Düzce’ye koşması gösterdi ki, kadına şiddeti yapan kendilerinden olunca kırmızı fularlıların da diğerlerinden bir farkı yokmuş.
‘Bir kereden bir şey olmaz’ yaklaşımının şu ya da bu parti fark etmeksizin, yeri gelince nasıl bir koruma kalkanına dönüştüğünü Akçakoca’da görmüş olduk.
Gördüğümüz bu çirkinliğin henüz bir ceza almamasında ise en büyük pay, kadına şiddete kayıtsız kalan kırmızı fularlılarındır