İttifakın Perde Arkası
ÖZHAN KIZILTAN DAN BOMBA ETKİSİ YAPACAK BİR YAZI
CUMHUR İTTİFAKINI SAYIN BAHÇELİ’YE ŞİKÂYET EDİYORUM
15 Temmuz gecesi şehitlerimizin kanıyla sulandı bu topraklar… Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir darbe girişimi vatandaşlarımızın dirayeti, ordumuzun sağduyusuyla bertaraf edilmiş, ABD’nin bugüne kadar oluşturduğu casusluk çetesi bu topraklar üzerindeki en büyük yenilgiyi yaşamıştı. 15 Temmuz hem bir başlangıç, hem de bir sonuçtur. Türkiye Cumhuriyetinin tek başına ayakları üzerinde kendini var etme çabasının bir sonucu ve yine aynı çabanın bir başlangıcı. Bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı daha egemen, daha özgür bir Türkiye’nin önlemez yükselişiydi.
O şerefli direnişte, Ömer Halisdemir başta olmak üzere 250 şehit, 2 BİN 193 gazinin kanlarıyla sulandı bu topraklar.
Ülkesi için canını vermeye hazır binlerce vatandaşın evlerinden çıkarak kendini siper ettiği o gece ülkesinin ve seçilmiş Cumhurbaşkanının yanında yer alanların siyasi çekişmeleri bir tarafa bırakarak kayıtsız şartsız hukuka sahip çıkmasıyla oluşan bir ittifak.
Hatta ittifaktan da öte, akla karanın ayrıldığı bir hakikat cephesidir Cumhur İttifakı.
Sayın Devlet Bahçeli’nin şahsi çıkarlarını ayaklarının altına alarak ve karanlık iftiraları millete olan güveniyle yararak Reisimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında yerini alarak, iktidarla tek yürek olarak “mevzubahis vatansa gerisi teferruattır” sözünün hakkını vererek kuruldu Cumhur İttifakı.
Cumhur İttifakı bir menfaat ittifakı değildir, karanlıkta kalan suçların gömüldüğü, kamu malının peşkeş çekildiği, muktedirlerin arsalarına yapılan imar kıyaklarının sahte raporlarla desteklenerek, hazinenin zarara uğratılmasının üzerini kapatma ittifakı da değildir.
Hepimizin yürekten destek verdiği Cumhur İttifakı’nın MHP kanadı, Düzce’nin Akçakoca ilçesinde rayından çıkarak muhalefetin iddialarını kapatmak için toplantı üzerine toplantıların yapıldığı, kapalı kapılar arkasında siyasi kulislerin çevrildiği hale gelmiştir. Dün Cumhur İttifakı’nın Düzce ‘de kan kaybetmesi karşısında kayıtsız kalanlar, şimdi de Akçakoca’nın MHP’li Belediye Başkanının yaptığı saçmalıkları kapatmanın çaresini arıyor. Eleştirilerin yerel siyaseti aşması karşısında paniğe kapılan MHP İl Başkanı Sayın İlhami Caboğlu, yaşadığı Kaynaşlı travmasından sonra ikinci darbeyi almamak için İlçe Belediye Başkanının açıklarını “CUMHUR İTTİFAKI YIPRANIYOR” kampanyasını başlatarak kapatma derdine düştü.
Akçakoca Belediyesindeki usulsüzlükleri gündeme getiren Ak Parti Akçakoca İlçe Başkanı Sayın Esvet Sarıoğlu’nun susturulması için İl Başkanı Sayın Mustafa Keskin’e ricacı olduğu söylenen Sayın Caboğlu, Cumhur İttifakı rüzgârıyla şimdilik İlçe Başkanını susturmuş gibi görünüyor. Sayın Bahçeli kendi siyasi ikbalini unutup millet için seçilmiş hükümetin yanında yer alırken, Sayın Caboğlu Düzce’de seçim kazanıp adını altın harflerle yazdırma çabasıyla yaptığı yanlış tercihlerin deşifre olmasından çekiniyor. Kendisinin siyasi yeteneğine hayran olmamak elde değil, ancak yapılan hataların karşısında olmanın kendi gücünü ve saygınlığını arttıracağının henüz farkına varamadığı her halinden belli. Karanlıkla sıvanan başarıların bir gün “başarısızlık” olarak karşısına çıkacağını, hatta ağır sonuçlar doğuracağını da henüz fark etmemiş.
Ak Parti Akçakoca İlçe Başkanını susturmak için olağanüstü çaba sarf eden Sayın Caboğlu, acaba kendi ilçe başkanını susturmak için kim bilir neler yapıyordur? Onu da Sayın Vekilimiz Ümit Yılmaz’a sormak gerekir. Anlaşılacağı gibi, Cumhur İttifakı en tepede Türkiye sevdası için gemileri yakarken, Caboğlu’nun Düzce’de kamu malı zarar görürken kendi gemisini yüzdürme gayretini MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye şikâyet ediyorum. Biz kimseyi uydurduğumuz yalanlarla suçlamıyoruz, halkın sesini medyaya taşıyoruz. Ortada bir usulsüzlük varsa devletimizin organları devreye girip gereğini yapar, bilgisi olan eleştirir, aksini savunan ise belgeleriyle birlikte haklılığını ortaya koyar. Ancak Sayın Caboğlu’nun çabasına anlam vermek mümkün değil. Kendi partisinin başkanını disipline sokamadığı gibi, şimdi de haksızlığa karşı tutuşan muhalefet ateşini ittifak rüzgarıyla söndürmeye çalışıyor. Ancak kendisine hatırlatmamız gerekir ki; rüzgar ateşi körükler, ortada yolsuzluk varsa senin de hükmün hakikat ortaya çıkana kadar geçer.