Karaburun Da Yaşanan Bu Olaylarla Alakalı Bir soruşturma Başlatıldımı???????
Akçakoca Karaburun mevkiinde bulunan, resmi kayıtlarda park ve bahçe alanı olarak geçen 400 m²’lik milli emlak arazisi, tartışmalı bir kira sözleşmesiyle gündeme geldi. Hasan Çavuş köyü muhtarı Muharrem Örs, bu alanı kendi yetki sınırları dışında olmasına rağmen, bir vatandaşa aylık 1000 TL karşılığında kiraya verdiği anlaşıldı
Kiracı, muhtarlıkla yaptığı beş yıllık sözleşmeye dayanarak bu alana 4 milyon TL’ye yakın yatırım yaptı ve işletmesini kurdu. Ancak daha sonra yapılan incelemelerde, alanın Hasan Çavuş köyü sınırlarında değil, Akçakoca milli emlak arazisi içinde yer aldığı anlaşıldı.
Karaburun’un en güzel mevkilerinden biri olan bu 400 m²’lik arsanın, böylesine düşük bir bedelle kiralanması dikkat çekerken, bu durumun nasıl gözden kaçtığı ise ayrı bir soru işareti olarak duruyor. Ayrıca, 4 milyon TL gibi büyük bir masrafla kurulan tesisin işletmesi için Akçakoca Belediyesi’nden ruhsatlar almış olduğu öğrenildi
Ancak aylar süren çalışmalar boyunca hiçbir kamu kurumu ya da yetkili, işletmeci kadına herhangi bir müdahalede bulunmamış; aksine, tüm kamu kurumları tarafından bu sürece destek verilmiştir. İşletmenin açılmasından sonra da, il ve ilçe bazında birçok kamu görevlisinin, başta yemek organizasyonları olmak üzere bu tesisi defalarca ziyaret ettiği belirtilmektedir. Bu ziyaretlerin, tesisin güvenlik kameralarında da kayıtlı olduğu ifade edilmektedir.
Buranın köy muhtarlığına değil, milli emlak bünyesine ait olduğu bilinmesine rağmen, süreç boyunca herhangi bir uyarı yapılmaması ve yetkililerin bu durumu görmezden gelmesi, soru işaretlerini artırmaktadır. Akçakoca Kaymakamlığı’nın sadece işletmenin bir kısmını mühürlemesi, sorunun tam anlamıyla çözülmediği yönündeki eleştirileri güçlendiriyor. İlçede bu tür olayların tekrar yaşanmaması için gerekli soruşturmaların açılması gerektiği, aksi takdirde benzer mağduriyetlerin artabileceği konusunda endişeler dile getiriliyor.
Mağduriyet yaşayan işletmeci kadın, bu süreçte Akçakoca Kaymakamlığı ve diğer yetkili mercilerin ilgisizliğinden şikayetçi olduğunu belirterek, hakkını savunmak için yasal yolları araştırdığını söylüyor. Ancak, şimdiye kadar herhangi bir soruşturma açılmaması, bu tür olayların bölgede yaygın bir sorun olduğuna dair kaygıları artırıyor.